8 Ağustos 2015 Cumartesi

Düşman topraklardan Yahudi kızlarını kurtarma operasyonu...








Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım,

1971 Kasım ayı. Fırtınalı bir gece. İsrail donanmasına ait bir torpido bot, ışıkları tamamen sönük 
olarak Hayfa'daki donanma üssünden ayrılarak kuzeye yönelir. Süriye karasularına girer. 
Lazkiye Limanını geçer. Turkiye sınırına yakın boş bir kumsala demir atar. Deniz komandoları denize lastik botlar indirirler. Kamaranın birinden 4 adam çıkar yalnız gözleri açıkta kalacak şekilde keyfiye ile kapatmışlardır. Botlara atlarlar. Kıyıya doğru ilerlerler. Yeterince yaklaşınca buz gibi suya dalarlar. Yüzerek kıyıya çıkarlar. Dört Mossad  ajanı "Cosa Nostra" artık Süriye topraklarındadırlar. Yakalanırlarsa kesin olarak idam edileceklerini biliyorlardır.

Birkaç sene evvel Suriye'de iktidara gelen Hafız Esad rejimi ülkedeki Yahudileri zorda bırakmıştı. Kaçan kaçmıştı. Lakin geride hala az da olsa kalanlar vardı.

Ramsad (Mossad başkanı) Zamir, 4 sağlam delikanlıya bilgi veriyordu. Bu delikanlılar Filotilla 13 deniz komandolarıydı. Hepsi Kuzey Afrika doğumluydu. Hepsi mükemmel Fransızca ve Arapça konuşuyorlardı. Dördü dü de komando eğitimlerinin yanı sıra Mossad tarafından eğitilmişlerdi. Dördü de yakın arkadaştılar ve kendilerine "Cosa Nostra" komandoları diyorlardı. 

Ramsad Suriye'den bir mesaj aldıklarını söyledi ve devam etti:
-Suriye'de kalan Yahudi kızları koca bulamıyorlar. Tek ümitleri İsrail'e gelebilmek. Getirin onları...
-Bu bizim işimiz mi diye sordu Davit Molad.
Ramsad:
-Düşman ülkelerdeki Yahudileri kurtarmak Mossad'ın görevidir dedi.
Ve devam etti:
-Genç kızlar ve bir kaç delikanlı insan kaçakçıları yardımıyla kaçmayı denediler. Kimi vuruldu. Kimi yakalandı. İşkence gördüler. Yine de Beyrut'a varabilenler oldu. 1970 kasımında bir torpido bot onları aldı. Kızlar ıslanmışlar ve çok üşümüşlerdi. Ayrıca çok korkmuşlardı. Zangır zangır titriyorlardı. Üzerlerine battaniye attılar. Sabah saat 04.00 de Hayfa'ya geldiler. Kıyıda onları Golda bekliyordu. İsrail Başbakanı Golda Meir. Küçük bir parti  yaptılar. Sonra Golda beni aradı ve şu emri verdi:
-Kızları buraya, İsrail'e  getir.
Ramsad sessizlikten sonra odadakilerin yüzüne bakıp kesin emri verdi.
-O kızları getireceğiz. Görevimiz bu. 

Böylece "Smicha" battaniye operasyonu başladı.

O gece Suriye topraklarına ayak basar basmaz kod adı Mamur olan liderleri Yonatan onları 
karşıladı. Kuru elbiseler getirmişti. Her birinin su geçirmez çantasında sahte pasaportları ve 
dolu tabancaları vardı. Hızlıca hazırlandılar ve gizlenmiş durumda bulunan bir arabaya binerek 
şehrin trafiğine karıştılar. Hepsi ayrı bir otele yerleşti.

Ertesi gün Mamur'a bir mesaj ulaşır. Bir grup kız geceleyin karanlık bir sokaktaki kamyonet içerisinde
bekliyor olacaklardı. Gerçekten de öyle oldu. Ajanların ikisi öne ikisi arkaya bindi. Yoldan bir kaç genç
kız daha aldılar. Kuzeye yöneldiler. Tartus'ta boş bir kumsala vardılar. İsrail Hücumbotları açıkta bekliyordu. İşretler alındı verildi, botlar son sürat geldi. Herkes beline kadar suya girip botlara tırmandı.
Çalkantılı bir denizde ilerlediler ve  nihayet hücumbotlara vasıl olup İsrail'e doğru yola çıktılar.

Bir sonraki operasyonda değişik bir taktik kullanıldı. Kızlar kamyonetle Lübnan sınırına yakın bir noktaya getirildi. O noktada komyonetten indirildiler ve ajanların rehberliğinde yürümeye 
başladılar. Bu arada kamyonette  yanlız sürücü vardı. Sınırı sorunsuzca geçip Lübnan tarafında buluşma noktasına geldi ve beklemeye başladı. Grup ellerinde ağır valizlerle satlerce yürüdükten sonra buluşma noktasına vasıl oldu. Ajan Claudie daha evvel Lübnan'a gelmiş ve bir yat kiralamıştı. Komyonet, grubu, sahile, yatın yakınına kadar getirdi. Yat biraz sonra açılıp donanma teknesine
rampaladı. Kızlar, askeri tekneye geçerek İsrail'e doğru yola çıktılar.

Cosa Nostra Eylül 1970 ile Nisan 1973 arasında 120 genç kızı ve delikanlıyı İsrail'e getirmeye muvaffak oldu. Yirmi operasyon yapıldı ve hiç bir başarısızlık olmadı. Bu operasyonlar yirmi yıldan daha uzun bir 
süre gizli tutuldu. Daha sonra Cosa Nostra da sona erdi. Ajanlar tüccar, turizimci filan oldular.

Bir gün Emanuel Allon (Claudie) bir düğüne çağırılır. Onu gelinle tanıştırılar. Claudie kızı tanır.
"Nerelisin" diye sorar. Kız bayılacak gibi olur. Eski ajanın kollarına atılır.
-Sendin,  beni kurtaran sendin diye bağırmaya başlar...

Allon çok önemli bir iş yapmış olduklarını anlar. "Risk büyüktü ama değdi doğrusu" diye düşünür.
Acaba dünyada hangi ülke vatandaşlarına İsrail kadar sahip çıkar? 

Bu haftalık da bu kadar sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım.

Hoşçakalın, sevgiyle kalın...

Aaron Baruch  (Ankaralı)

Kaynak : Michael Bar-Zohar/Nissim Mishal   -   MOSSAD 

1 yorum:

  1. İnanılmaz bir teşebbüs ve tam başarılı. Dünya varoldukça İsrail de varolacak.

    YanıtlaSil